PICT LER TARIHIN KARANLIKLARINDAN GELEN KAVIM VE KAFKASYALILAR

Home
KAFKASYA KAVIMLER
LISAN BENZERLIKLER
FOTOGRAFLAR
KELTLER

PİCT LER
Tarihin karanlık yıllarında ortaya çıkan ve Büyük Roma İmparatorluğun oluşturan Etruskler le birlikte tarih sahnesinde büyük izler bırakarak kaybolan bir kavim.
Pict lerin şu anda yaşayan torunları hakkın da bilgilerimiz giderek artıyor.Yapılan Dilbilim çalışmalarında İspanyada yaşayan BASQUE lar, İngiltere de yaşayan CELTİC ler yani bugünki İrlandalı ların ve İskoçların ataları ve bügünki Kafkasyada yaşayan Hind Avrupa kökenli dil konşan bütün kafkasyalıların ve Güney kafkasya lıların(Mergeller ve Laz ların) müştarek atalarının PİCT kavmi olduğu anlaşılmıştır.
Fakat ilginç olan Pict lerin her zaman bir Kelt dil ailesine mensup olan ( kimi dilbilimci lercede müstakil bir dil BASQU dili ) bir lisan kullanmış olmalarıdır.(https://members.tripod.com/~Halfmoon/)
Daha sonra bugün ki İtalya dan M.S 845 Yıllarında Bugün ki İngiltere nin kuzeyine göç eden Pict ler akraba ları olan Keltlerle birlikte fakat ayrı olarak yaşamışlar ve dillerini korumuşlar ve kurdukları kırallıklar bugünki iskoçyalılarla birlikte yaşamışlardır Pictlerin .bir kısmı da bugünki Ispanya da Basklarla birlikte yaşamaya devam etmişler dir şu anda bask dili konuşmakta olsalarda takriben bir iki kasabada ayrı kültürlerini devam ettirmeye çalışmaktadırlar.Günümüzde Anadoluda ve Kafkasya da bu eski kültüre ait izleri görmek özellikle folklorda ve insanların yaşayış tarzında görmek mümkündür.Bask Ülkesinin halklarında olduğu gibi (Aşşağıda) Özellikle Gayda –Tulum...gibi müzik aletlerinde olduğu gibi veya Ayak figürlerinin en ileri seviyede kullanıldığı Halk Danslarında olduğu gibi.....ve AT ları doğuştan sevmeleri gibi


Irlanda Kuleleri ile Kafkas-Vaynah Kulelerinin İşlevsel ve Biçimsel Açıdan Karşılaştırması

Irlanda Kuleleri ile Kafkas-Vaynah Kulelerinin İşlevsel ve Biçimsel Açıdan Karşılaştırması

Irlanda Kuleleri ile Kafkas-Vaynah Kulelerinin İşlevsel ve Biçimsel Açıdan Karşılaştırması
Erol Yıldır
[Bu yazı 1184 kez okundu]
İnsanın yüksek yapılara ilgi duyması sanılanın aksine oldukça eski bir eğilimdir. Tarihin ilk dönemlerinden beri insan eliyle yapılan bu tür yapılar ilk mimarlık örnekleri arasında yer almıştır.Böylece kule mimarisi yüksek yapı geleneğinin ilk örneklerini oluşturmuştur. Ancak bu ilk mimari örnekleri ahşap malzeme kullanılarak yapılıyordu. M.Ö.6000 yıllarına tarihlendirilen Çatalhöyük’de ahşaptan yapılan ve ölüm ritüellerinde kullanılan kule çizimlerine rastlanmıştır . Dünya mimarisinin duvar örme tekniklerinin gelişimine bağlı olarak kuleler de zamanla değişim göstermiştir. Yüksek mimari yapıların özellikle savunma amaçlı olarak inşa edilmesine ise en azından site devletlerinin kurulduğu antik çağlardan itibaren başlanıldığını günümüze kadar ulaşan kalıntılardan anlamaktayız. Dünyanın birçok bölgesinde farklı çağlarda ve çeşitli amaçlarla kule yapımı yaygın olarak uygulanmıştır. Ancak bu tür yapıların bir bölümü günümüze kadar ulaşabilmiştir. Yapıldıkları çağların mimari bilgi seviyesini ve yaşantı özelliklerini günümüze taşıyan kulelerin bir bölümü de Kafkasya’da bulunmaktadır.
Kafkasya’nın Daryal boğazı çevresinde ve dağlık İnguş-Çeçen topraklarında yüzlercesi bulunan kule mimarisi örneklerine, bu ülkenin binlerce kilometre uzağındaki İrlanda adasında da benzer şekillerde tesadüf edilmektedir. Bu benzerliğe bilimsel literatürde ilk kez 1940 yılında John F.Baddeley dikkat çekmiştir . Baddeley “The Rugged Flanks of Caucasus (Kafkasyanın Yalçın Kanatları)” adlı eserinde bu benzerlik haricinde, Osetyanın Kaluat köyü sırtlarında yer alan Edisa bölgesindeki yapı kalıntılarını da Peru ile Bolivya sınırındaki Titicaca gölü kıyısındaki Tihuanaka yapılarına benzetmektedir. Akademisyen Melitsev Bekov’a göre bu yapılar “Kelt’lerden” kalmadır. Ancak Baddeley, bu yapıların Nart Destanlarında anlatılan toplumlarla ilişkili olduğu fikrindedir . İrlanda Kuleleriyle benzer özelliklere sahip Kafkas kulelerinin en zengin bölümü olan Vaynah Kuleleri hakkındaki bir çalışmamız geçtiğimiz yıllarda yayınlanmıştı . O çalışmada da kısaca değinilen benzerlikler bu yazının konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca bu benzerlikler Marje sanal ortamında geçtiğimiz aylarda gündeme getirilmiş ve katılımcı üyelerin dikkatine sunulmuştu.
Coğrafi olarak Avrupa’nın iki ayrı ucunda, birbirlerinden kilometrelerce uzaklıkta bulunan İrlanda adası ile Kafkasya’da inşa edilen bazı mimari yapıların büyük benzerliklerinin sebebi ne olabilir? Eski İrlandalı kule ustaları ile Kafkasya’da yaşamış kule ustaları hangi teknik veya geleneksel bilgiler ışığında yaptıkları mimari eserlerde ortak sonuçlara ve benzer biçimlere ulaşmış olabilirler? Bu benzerlik İrlandalıların (veya Keltlerin) tarihsel köken açısından Kafkas asıllı olduklarının bir göstergesi olabilir mi? Melitsev Bekov’un Osetya’daki yapıların Keltlerden kalmış olduğu yönündeki iddiası ne derece gerçektir? Benzerlikler gündeme geldiğinde bu ve buna benzer soruları çoğaltmak mümkündür. Ancak burada bu soruların cevabı aranmayacak, sadece İrlanda Kuleleri ile Kafkasya’da bulunan Vaynah kulelerinin biçimsel, işlevsel ve teknik özellikleri dikkate alınarak karşılaştırmaları yapılacaktır. Bu karşılaştırmalar yöntem olarak, İrlanda Kuleleri hakkında yazılan kaynaklarla (L.Barrow, P.Callahan, çeşitli web siteleri ) ve Kafkasya’da kendi tespitlerimiz sonucunda elde ettiğimiz donelerin yine farklı kaynaklarla (Aziyev-Çahkıyev , M.B.Mujuhoyev, V.V.Agibalova vb.) desteklenmesi sonucunda olgunlaştırılmıştır.
İrlanda’da inşa edilen (Irish Round Towers) kulelerle Kafkas-Vaynah Kuleleri (Vainakh Watch Towers) arasında sadece biçimsel değil, işlevsel, teknik ve malzeme yönünden de büyük benzerlikler söz konusudur. Ancak bu benzerlikleri sıralamadan önce iki kule tipi arasındaki en belirgin farklılığa değinmek yerinde olacaktır.


Glendalough Kulesi

Erzi'den Vaynah Kuleleri

Bu temel biçimsel farklılık, İrlanda kulelerinin silindirik gövdeli ve dairesel planlı olarak inşa edilmesine karşılık, Vaynah kulelerinin kare planlı ve köşeli olarak yapılmış olmasıdır. Ancak bu noktada hatırlanması gereken bazı özelliklere dikkat etmek gerekir. Buna göre; İrlanda kuleleri adanın ovalık ve az eğimli coğrafi yapısına uygun olarak, istilacı imha saldırılarına karşı daha iyi savunma yapma imkanı veren silindirik gövdeli olarak yapılmıştır. Çünkü kulenin her yönünden saldırıya uğrama durumunda dairesel plan, kare plana göre daha işlevsel bir özellik taşıyordu. Dağlık ve yüksek bölgelere, hatta bazen “bıçak sırtı” gibi arazilere inşa edilen Vaynah kuleleri için ise böylesi bir zorunluluk mevcut değildi. Ayrıca dairesel planlı kule yapımı, kare planlı kulelere göre daha emek ve özen isteyen zor bir teknikti. Vaynah kulelerinin kare planlı yapılmasının bir nedeni de bu plan tipinin çok amaçlı yapılarda daha işlevsel bir özellik taşımasından kaynaklanıyordu. Sadece savunma amaçlı inşa edilen yapılarda ise dairesel plan ve silindirik gövde daha işlevsel bir özellik taşımaktaydı. Bu nedenle yapım sırasında sadece savunma amacı taşıyan İrlanda kulelerinden farklı olarak çok amaçlı inşa edilen Vaynah kulelerinin zorunluluk yokken bu tür dairesel planda yapılması gereksiz bir uygulama olarak kabul edilmiş olmalıdır.
Gerçekte Kafkasyalı yapı ustaları bu tür dairesel planları bazı eserlere uygulamışlardı. Örneğin Çeçenya’da Vovnişki Birg’de ve Kabarday Balkarya’nın Muhol yöresinde bulunan Kruglıy mezar anıtları dairesel planlı ve tıpkı İrlanda kulelerinde olduğu gibi aynı taş işçiliğinde ve sivri yarım kubbeli olarak inşa edilmişti. Buna karşılık İrlandalı yapı ustaları da kare planlı kule yapımını da biliyorlardı. Örneğin Glendalough-Trinity’deki yapı kalıntıları bu türdendir.
İrlanda Kulelerini araştıran bilim adamları İrlandalı kule ustalarının savunma amaçları öne çıkan bu yapıları Bizanslılardan esinlenerek yaptıklarını ileri sürmüşlerdir. İrlanda kulelerinin kökenleri hakkındaki bu düşünce bazı gerçek yönlere sahip, ancak eksik bilgiye dayalı olabilir. Gerçekte kule mimarisi geleneği Kafkasya’nın hemen her yöresinde olduğu gibi, yakın coğrafyalarda da tarih boyunca yaygın olarak yapılıyordu. Örneğin Doğukaradeniz bölgesindeki vadilerde muhtemelen Kafkasyalı Kolhis-İber topluluklarınca milattan sonraki ilk asırlarda inşa edilmiş Zilkale, Kılıçkaya, Köprügören, Yukarımaden, Cvarishev vb. kuleler Kafkasya’daki kulelerle aynı özelliklere sahiptir. İlk ve Ortaçağlarda Doğukaradenizdeki Gürcü derebeylikleri ya Bizansa bağlı ya da bağımlı-ilişki içerisindeydiler. Bu bölgede yer alan ve günümüze ulaşan bazı yapı kalıntıları silindirik gövdeleri ile İrlanda kulelerine benzer şekillerde inşa edilmişlerdir. Örneğin Kireçli köyü kulesi, Tanzot köyü kalesi, Şavşat (Satlel) Kales’indeki kule kalıntıları bu iddiayı destekleyici özellikler taşımaktadırlar. Bu durumda İrlanda kulelerinin Bizansla kurulan ilişkisi bölgedeki Kafkasyalı topluluklarca yapılan kule yapılarından yola çıkılarak ortaya atılmış olabilir. Bu noktada bir noktaya daha değinmemiz gerekirse o da; Kafkasyanın bir yabancı araştırmacı için ulaşılması zor derin vadilerinde gizlenerek günümüze ulaşan kule mimarisi örnekleri hakkında İrlanda kuleleri uzmanlarının büyük bir olasılıkla hiçbir doküman veya bilgiye sahip olmadıklarıdır. Böylece araştırmacılar karşılaştırma yapabilecekleri yeterli verilere sahip olmadıklarından dolayı sadece “Bizans etkilerine değinebilecek kadar” konuya ulaşabilmiş görünmektedirler.
İrlanda kuleleri ile Vaynah Kuleleri genellikle müstakil olarak yapılmış eserlerdir. Ancak bazı örneklerde İrlanda kuleleri manastırlara, Vaynah kuleleri de kulevari evlere bitişik halde inşa edilmişlerdir. Vaynah kulelerinin bazı örnekleri komplike bir yerleşim ünitesinin parçası olarak çok sayıda ve bir arada yapılmıştır. Erzi, Leilakh, Eghikal, Hani, Pogo vb. avullar çok sayıda kulenin bir arada olduğu yerlerdir.
Her iki ülkedeki kule yapılarında da savunma amaçları ön plana çıkmaktadır. Buna göre İrlanda’daki kuleler Keltleri Viking istilacıların
veya Drüid rahiplerini Romalı askerlerin saldırılarına karşı korumak üzere yapılmıştı.


İrlanda Kuleleri

Waynakh Kuleleri

Bilindiği üzere Kafkasya’daki kulelerin yapılış amaçları arasında, farklı çağlarda ülkeye yapılan (Hun, Mogol veya Rus vb.) saldırılara karşı savunma amacı da bulunmaktadır. Bu nedenle Çeçenya’daki yapılara “Savaş Kuleleri”, “Gözetleme Kuleleri”,”Savunma-Haberleşme Kuleleri” gibi çeşitli isimler verilmiştir.
Vaynah ve İrlanda kuleleri farklı taş malzeme kullanılarak kabayontu örme tarzında yapılmışlardır. İrlanda kulelerinde bazalt veya granit taşlar kullanılırken, vaynah kulelerinde bu malzemelerin yerini daha çok arduvaz plaka taş levhalar almıştır. İrlanda kulelerinde görülmeyen bu tür plaka taşlar, kulelerle aynı tarihlerde yapılan ve şaşırtıcı bir biçimde Kafkasya’daki mezar anıtlarına benzeyen CoKerry’deki yapı kalıntılarında karşımıza çıkmaktadır.


Co Kerry

Vovnişki Brig

İrlanda kuleleriyle Vaynah kuleleri ölçü ve oranlar açısından aynı veya benzer özelliklere sahiptir. İrlanda Kuleleri 21 ila 38 m. yüksekliktedirler. Vaynah kulelerinin de 20 ila 36 m arasında değişen yüksekliklere sahip olduğu bilinmektedir.Kulelerin temelde ortalama duvar kalınlığı İrlanda kulelerinde: 1.30 m., Vaynah kulelerinde ise: 1.50 m. civarındadır. İrlanda kulelerinin tepe kısmında duvar kalınlığı ortalama 80-90 cm iken Vaynah kulelerinde bu ölçüler daha da azalarak 50-60 cm kadar düşmektedir. Bu ölçüler Vaynah kulelerine daha piramidal bir görüntü vermiştir. Böylece her iki yapı türünde de yüksek yapının basınç etkisi duvar yükseldikçe kalınlık azaltılarak yok edilmiştir.
Her iki kule tipinde de temel genişliği 5 veya 6 m. uzunluğunda, kuleyi oluşturan kat adeti ise 5 veya 6 tanedir. Kat yükseklikleri, pencere ve kapı ölçüleri aynı boyut ve oranlardadır. Katlar arasındaki bölmeler ahşap malzeme kullanılarak yapılmıştır. Kirişlerin duvar yüzeyine monte edilmesinde plan tipine uygun köşebent veya çıkıntılara bağlı olarak aynı temel prensipler kullanılmıştır.
Kulelerin en üst katlarında yer alan pencereler her iki kule tipinde de 4’er adettir ve şaşırtıcı bir şekilde benzer formludur. Ancak Vaynah kulelerinde bu pencereler önünde yer alan mazgal delikli Çeçence Çerkçx denilen balkon-dolaplar (belki de silindirik gövdeye uygun olmadığından) İrlanda kulelerinde yoktur. İrlanda Kulelerinde tepedeki 4 pencere dört ana yönü işaret etmektedir. Bu tür bir benzerlik Vaynah kulelerinin bazı örneklerinde de -büyük bir olasılıkla tesadüfi olarak- mevcuttur. İrlanda kulelerinde her katta bulunan tek pencereler ise daima doğu yönüne bakar vaziyette yapılmıştır.
Her iki kule tipinde de mazgal delikleri ve bazı kulelere bitişik olarak inşa edilen örme taş merdivenler bulunmaktadır.
Her iki kule tipinde de çatı biçimleri sivri uçlu olarak, İrlanda kulelerinde silindirik gövdeye uygun olan konik şekilde, Vaynah kulelerinde ise prizmatik kare gövdeye uygun olarak piramidal (basamaklı) şekilde inşa edilmişlerdir.
Her iki kule tipinde de kapı ve pencere üstlerine Çeçence Kurkhxera denilen taş bloklar yekpare kilittaşı olarak yerleştirilmişlerdir.




İrlanda Kulelerinde Pencere

Vaynah Kulelerinde Pencere

Her iki kule tipinde de özellikle savunma amacıyla yapıldığını gösteren bir uygulama olarak kapı girişleri yerden 2-3 m yukarıya inşa edilmiştir. Bu tür kapılar herhangi bir savunma durumunda büyük bir işlevsellik taşıdığından aslında tüm eski ve ortaçağ boyunca birçok toplum tarafından yaygın olarak kullanılmıştı. Örneğin Çinlilerde Çin Seddinde yer alan bazı burç kulelerinde benzer uygulamalar yapmışlardı.

İrlanda ve Vaynah Kulelerinden Kapı Örneği
İrlanda kulelerinin M.S. 200- 1200 yılları arasında yaygın olarak yapıldığı bilinmektedir. Buna karşılık 1200’lü yıllarda klasik görünümüne kavuştuğu düşünülen Vaynah kulelerinin kökeni ve ilk inşa yılları, tahmini olarak Urartu-İskit dönemlerine (M.Ö.900-600) bağlanmasına karşın bu konu henüz tam olarak aydınlatılamamıştır.
İrlanda’da yaklaşık 90 kule örneği bulunmaktadır bunların sadece 23 tanesi sağlam kalabilmiştir. Kafkasya’daki toplam kule sayısı henüz net olarak bilinmemektedir. Sadece Vaynah kulelerinin 350 den fazla sayıda olduğu bilinmektedir. Bu kulelerin kaçının sağlam olduğunu ise şu an için bölgede süren savaş nedeniyle tespit etmek mümkün değildir.
İrlanda kulelerinde özellikle son dönem yapılarında (County Laois’deki Timahoe Kulesi, Devenish Kulesi vb.) kapı ve pencere üstlerinde kesme taş işçiliğinin plastik biçimlendirmeye olan yatkınlığından faydalanılarak bir takım figüratif süslemeler yapılmıştır. Bu tür süslemeler Vaynah kulelerinde malzemenin elverişsizliğine bağlı olarak (plaka taş levha) yapılmamıştır. Ancak İrlanda kulelerinde yapılan figüratif süslemeler Vaynah ülkesindeki Thaba-Erda tapınağında ve kesme taş malzemenin kullanıldığı bazı islami döneme ait yapılarda (Tsontroy camii vb.) karşımıza çıkmaktadır.
İrlanda kulelerinden bazıları (örneğin: County Cork ’ daki Cloyne Kulesi) çatısız olarak hisar tipinde inşa edilmiştir. Bilindiği üzere bu türe giren örneklere Vaynah kuleleri arasında da (örneğin: Belag’daki Biyalkin Kulesi) rastlanılmaktadır.
İrlanda Kulelerinin başlangıçta çankulesi ve keşişlerin ikameti için yapıldığı sanılıyordu. Ancak bu iddia kuleler hakkında araştırmalar yapıldığında tamamen yok olmuştur. Kulelerin yanına kuruldukları kiliselerde zaten çan vardı ve keşişlerde (Monk’lar) bu yapıları ikamet amaçlı kullanmıyorlardı. Ayrıca kilise yazarları bu yapılardan kayıtlarda bahsetmemekteydi. Bütün yapılan araştırmalar bu kulelerin hıristiyanlık öncesi dönemlere ait pagan yapılar olduğunu göstermiştir.
Katlarda bulunan pencerelerin doğuya açılmasının sebebi, güneşin ilk ışıklarını görebilmek içindi. Ayrıca kulelerin alt katında çok miktarda bulunan kül ve köz kalıntıları, bu yapılarda sürekli olarak kutsal ateşler yakıldığını göstermekteydi. Yine kule isimlerinin “Coleag (Fire God)”, “Turaghan (the Tower of Fire)”, “Aidhne(the Circle of Fire)”, “Kennegh (The Chief Fire)”, “Teghadoe (The Fire House)”, “Fertagh (the Burial Fire Tower)” vb. ateşle ilgili olması gibi özellikler kulelerin güneş ve ateşe tapan topluluklar tarafından yapıldıklarını göstermektedir. Güneşe veya ateşe tapınma paganizmi bilindiği üzere Kafkasya topraklarında da karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ilkel dönemlerden beri petrol ve yer altı gazları açısından zengin rezervlere sahip olan Doğu Kafkaslarda “Ateşgede” genel isimiyle anılan güneşe ve ateşe tapınma izleri tarihin ilk dönemlerine kadar uzanmaktadır. Azerbaycan’ın bir adı da “Odlar yurdu”dur. Kafkas dağlarında güneşe tapınma sonucunda inşa edilen ve “Sukut Kuleleri” de denilen binlerce güneş mezarı mevcuttur. Bu mezarların, bölgelerdeki kulelerle yakın benzerlikleri ve ilişkileri vardır. En azından kulelerin çatılarına verilen “Mayla” adı Çeçencede “güneşlik” (Malk:güneş) anlamına gelmektedir. Çeçenya coğrafyasında güneşle ilgili “Malkha”, “Mayistri”, “Malkhisti” vb. gibi isimler bulunmaktadır. Buradan şu sonuca varabiliriz ki, İrlanda’daki kule yapıcı toplulukların pagan inançları Kafkasya’ya hiç de yabancı değildir. Ancak bu noktada şu gerçeğin altını çizmek gerekir. Ateşe veya güneşe tapma paganizmi sadece İrlanda veya Kafkasya’ya ait değil, dünyanın bir çok bölgesinde ortaya çıkmış yaygın bir antik inanış biçimidir.


İrlanda ve Vaynah Kuleleri Kesit Alanı

İrlanda kuleleri için ortaya atılan bazı iddialar ise gerçekten çok ilginçtir. Daha önce NASA ve USAF’ta da çalışmış olan entomologist Prof. Philip Callahan , “Ancient Mysteries, Modern Visions” adlı eserinde bu kulelerin İrlanda’daki coğrafi yerleşim haritasını incelediğinde, karşısına kış gündönümünde kuzey yıldızlarının
dağılımını hatırlatan bir şeklin çıktığını iddia etmektedir. Akademisyen Callahan’ın değindiği bir başka ilginç nokta ise, bu kulelerin sesi aksettirdiği, uzaydan yeryüzüne gelen manyetik ve elektromanyetik enerjiyi toplayarak bir çeşit anten görevi yaptığı şeklindedir. Kuleler kireçtaşı, demirle zenginleştirilmiş kırmızı kum taşı, killi kayagantaşı ve granit gibi (Keltler tarafından iyi bilinen) paramagnetik özellikleri olan malzemelerden yapıldığından bir anten işlevi görerek “schuman dalgası” denilen ve doğal olarak oluşan elektromanyetik radyasyon topluyor, bu da kulelerin etrafındaki toprağı daha verimli hale getiriyordu. Buna göre yer yüzü ve Ionosferde var olan ve dakikada ortalama 2000 light ışıma veren bazı elektromanyetik dalgalar yer altında titreşim yaparak insan davranışlarına (1-30 hertz frekanslar) ve bitki verimliliğine (350-6000 hertz frekanslar) tesir etmektedir. Kafkasya’da bu tür paramagnetik konulara ilişkin çeşitli söylenceler (Özellikle Elbruz Dağı ile ilgili olarak) mevcuttur. Ancak kulelerle ilgili bu tür iddialar hakkında bir kayıt bulunmamaktadır.



İrlanda’da bulunan kule yapı örneklerine İngiltere’de, Belçika’da (Messines Tower), Sumatra ve Java’da benzer biçimlerde tesadüf edilmektedir. Bu yapılar genel görünüş, katlar, yüksek giriş kapıları, tepedeki dörtlü pencere sistemleri vs. gibi özellikler açısından İrlanda kuleleriyle büyük benzerliklere sahiptirler. Hindistanda bulunan bazı kule yapılarında ise “Fire Towers”, “Fire-circles”, “Sun houses” gibi İrlanda kulelerine benzer adlar kullanılmıştır.
Dünyanın bir çok bölgesinde tarih boyunca yaygın olarak kule tipi mimari örnekleri yapılmıştır. Kafkasya ve İrlanda bu yapıların en çok örneğinin bir arada bulunduğu iki ayrı coğrafya olarak dikkati çekmektedir. Ancak bu yapılardan İrlanda Kuleleri farklı açılardan detaylı incelemelere konu olurken, Kafkas-Vaynah kuleleri hakkında ise gözlemlere dayalı birkaç çalışma dışında daha henüz konuyu farklı açılardan ele alan kapsamlı araştırmalar yapılmamıştır.
Görüldüğü üzere sadece kaynaklara dayanılarak yapılan yüzeysel bir karşılaştırma sonucunda dahi İrlanda kule mimarisi ile Kafkasya-Vaynah kule mimarisi arasında teknik, işlev ve malzeme özellikleri yönünden birçok benzerlikler ortaya çıkmıştır.
Bu noktada şu iki gerçeğin de altını çizmemiz gerekmektedir:
1. Her iki ülkenin kule yapıları arasındaki karşılaştırma sonuçları okuyucu tarafından sadece bir durum tespiti olarak algılanmalıdır.
2. Yapılar arasındaki benzerliklerden yola çıkılarak İrlandalılar ile Kafkasyalılar arasında köken birliği arama gibi bir iddiamızın bu yazı için söz konusu olmadığı anlaşılmalıdır. Böylesi bir iddianın eğer gerekiyorsa, oluşturulabilmesi için konunun budunbilimsel, dilbilimsel, tarih ve arkeoloji vb. gibi daha farklı bilim alanları tarafından ele alınması ve olgunlaştırılması gereklidir.
Konu üzerinde sanat tarihi açısından daha kesin yargı ve ifadelerde bulunabilmek için İrlanda’da inşa edilmiş kulelerle Kafkasya’daki kulelerin bölgelerinde daha detaylı bir şekilde karşılaştırılarak ele alınması ve incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu tür karşılaştırmalar Batı Kafkasya’daki “dolmen”lerle dünyanın diğer bölgelerindeki dolmenler hakkında da yapılmalıdır. Bu tür araştırmalar inanıyoruz ki dünya toplumları arasındaki kaynaşmalarda bir harç vazifesi görecektir.

İan BENNET., “The Mistress of All Life”,Hali, april 1990, issue 50, vol.12-2, p.116-129.
John F.BADDELEY., The Rugged Flanks of Caucasus, London 1940.
Aydın Osman ERKAN., Tarih Boyunca Kafkasya, Çiviyazıları yay., İstanbul 1999., s.104-113.
Erol YILDIR., Kuzey Kafkasya’da Vaynah Kule Mimarisi (Vaynah Kuleleri), Flaş Ajans, İstanbul 1997. s.62-63.
http://www.marje.net/mailgrubu/ 10. Ocak 2002, Perşembe 13.47. (C’upe Hasan Okan Iscan)
İrlanda kuleleri hakkında aşağıdaki web adreslerinde daha geniş bilgilere ulaşılabilir. Bknz.,
http://www.roundtower.de/,
http://www.fiddlersgreen.net/buildings/english/irish-tower ,
http://www.irishknowledge.org/pages/Detailed/1241.html ,
http://www.lawrencetown.com/clonmac.htm ,
http://www.users.bigpond.com/kirwilli/dolmen/monuments.htm,
http://www.kerrypoet.utvinternet.com/monastic/monastic2.html,
http://www.ireland.org/irl_hist/hist17.htm
http://www.geocities.com/TheTropics/Cabana/2973/Ireland/Glenda.html vb.
M.A. AZİYEV-D.Y.ÇAHKIYEV., Kamennaya Letopıs Stranı Vaynahov. Pamyatniki Arhitekturu i İskusstva Çeçni i İngusyetii, Russkaya Kniga, Moskva 1994.
M. Bagaudinov MUJUHOYEV., Srednevekovıye Kultovıye Pamyatniki Centralnogo Kavkaza.,Kniga, Grozniy 1989.
V.Vasiliyevna AGİBALOVA.,Na Assu Çerez Armhi, Grozniy 1988.
Lennox BARROW., Irish Round Towers, Dublin 1977.
Doğu Karadeniz Bölgesindeki yapılarla ilgili olarak bknz.,
Osman AYTEKİN., Ortaçağdan Osmanlı Dönemi Sonuna Kadar Artvin’deki Mimari Eserler, Kültür Bakanlığı Yayınları:2257,1999 Ankara.
Phil Callahan hakkında daha geniş bilgi için Bknz.,
http://froebuck.home.texas.net/newpage3.htm
http://vccslitonline.cc.va.us/readingpoetry/callahan.htm
http://www.rotary7910.org/clubs/c_worcester.htm

alinacak.jpg

RESİM
İSKOCYA GALLER BÖLGESİNDE KELT BAHAR ŞENLİKLERİ

previewggggggggggggg.jpg

RESİM
KUZEY GALLERDE PİCT LERİN TORUNLARI OLAN GEN KIZ VE ERKEKLER

Euskal Herria, Baskların ülkesi...
Doğrusu hepimize bir yerlerden tanıdık gelen ve bir şeyleri çağrıştıran, ancak herhangi birimizin ne kendilerini ne de ülkelerinin yerini adamakıllı kestirebildiği bir ulus-vatan bütünlüğü Basklar ve Baskların ülkesi Euskal Herria. "Hiç kimse bir Basklı çocuğu-meselâ bir Gipuzkoalı'yı-büyük İspanyol milletinin asil bir üyesi olduğuna inandıramaz. Çünkü, o, büyük babasının Franco'nun birliklerine karşı İrun'un kuşatması sırasında savaşarak şehit düştüğünü bilir." Bu, Hakkı Açıkalın'ın Basklar hakkındaki bir değerlendirmesi. Demek ki Basklar İspanyol değil. Bask halkının Fransız kökenli olduğunu iddia eden ise hiç yok. Hoş, merhum Aydın Osman Erkan da bir makalesinde, "Basklar ırken ve lisanen Kafkasya'nın Abhaz-Abaza kavmine akrabadırlar. Tarihte Kafkasya isimli kitabında General Ismail Berkok, Baskların, Abask Abhaz halkı ile aynı soydan geldiklerini açıklayarak izah eder. Bunlara Kafkasya'da hala 'Baskheg' diye hitap edildiğinden bahseder." tespitinde bulunuyor. Yani Bask deyince kafamızda şekillenen anlam biraz muğlak kalıyor her seferinde. Aynı bir İspanyol'un "Çerkes" dendiğinde zihnini bulandıran muğlaklık gibi.
Bask halkının yaşadığı coğrafyayla ilgili 'bulanık olmayan' bir açıklama yapmak mümkün: Basklar, İspanya'nın Pirene Dağları ve Atlas Okyanusu kıyıları ile Fransa sınırı yakınlarında yaşayan Avrupa'nın en eski kavimlerinden biri olarak ifade ediliyor.
Yıllardır medya organlarından takip ettiğimiz ve hakkında Baskların kendilerinden daha çok şey bildiğimiz ünlü terör örgütü ETA (kuruluş:31 Temmuz 1959) ise bu halkın İspanya'nın içindeki mevcut özerk statüden tam bağımsızlığa geçişini sağlamayı hedef edindiğini öne süren illegal kanadı. Ne Bask halkının, ne de İspanyol ya da Fransız vatandaşlarının istediği şiddetli sıcak çatışmalar, bugün de varlığını sürdürüyor ve İrlanda'nın IRA'sıyla eylemsel anlamda bir paralellik izliyor Bask bölgesinde. Ancak Bilbao sokaklarında yıllardır bitmeyen kanlı çatışmaların bölge insanına sonuçtan çok acı ve umutsuzluk getirdiğine Basklılar artık hüküm vermiş olacaklar ki, haklarını korumanın ve varlıklarını devam ettirmenin yolunu çağın en etkili silahı olan medya organlarını kullanarak bulma yoluna gitmişler zaman içinde. Bugün ETA terör örgütünü ve onun siyasi uzantısı olan Herri Batasuna'nın söylem ve eylemlerini mutlak olarak reddeden ve bölgede barışçıl ortamı koruyarak Bask halkının sesi olmaya çalışan bir günlük yayın organı var: Euskaldunon Egunkaria.
Euskaldunon Egunkaria, yani Türkçe'ye çevrildiğinde Baskların Gazetesi, 6 Aralık 1990 tarihinde yayın hayatına başlamış. Egunkaria şu anda Bask ülkesinde Bask halkı özelinde yayın yapan ve günlük olarak çıkan tek gazete. Bu nedenle de hatrı sayılır bir tirajı var.
Bölgede Baskların ana şehri diyebileceğimiz Bilbao'dan başka hem Iparralde hem de Hegoalde bölgesinde (Franco İspanyası'nın belirlediği sınırların hem kuzey hem de güney kesimlerinde) Egunkaria'nın dağıtımı yapılıyor. Salı gününden Pazar gününe kadar haftada altı gün baskı yapan gazetenin Internet ortamında da her gün o günün baskısına göre güncellenen ve interaktif iskeleti olan bir online versiyonu da mevcut (http://www.egunkaria.com).
Egunkaria, yayınlanmaya başladığı ilk dönemlerde otuz iki sayfalık bir mecmua formatındaymış. Günümüze gelene dek altmışa yükselen sayfa sayısı ve baskı-ajans kalitesiyle şimdiki görünümünü almış; böylece taşra gazetesi kimliğinden sıyrılıp daha profesyonel ve geniş okur kitlesine hitap edebilecek bir yapıya kavuşmuş. Bir günlük gazetenin hafta içinde okuruna sunabileceği ekleri de hesaba katarsanız, Egunkaria'nın sayfa sayısı ortalama olarak yetmiş altıyı buluyor. Gazete gerçekten de, Bask insanı için bir stand oluşturacak nitelikte bir içeriğe sahip. İçerik ve düzenlemesiyle herhangi bir İspanyol ya da Fransız gazetesinden geri kalır bir yanı yok: Makaleler, köşe yazıları, fikir yazıları, Bask bölgesindeki politik durum, Bask bölgesi halkının sorunları, ekonomi-finans, spor, bilim-sağlık-teknoloji, kültür, günün olayları ve televizyon bölümleri Egunkaria'nın ana başlıklarını oluşturuyor.
Euskaldunon Egunkaria'nın merkez binası Andoain (Gipuzkoa)'de bulunuyor. Ayrıca Irunea (Pamplona), Baiona (Bayonne), Bilbao (Bilbao) ve Gasteiz (Vitoria) şehirlerinde de lokal basım ofisleri mevcut. Yüz elli çalışanı bünyesinde barındıran Egunkaria'nın 2001 yılı bütçesinin ise 5.9 milyon dolar olduğunu öğreniyoruz.
Basklardan ve Baskların çıkarmakta olduğu günlük gazeteleri Euskaldunon Egunkaria'dan söz ettikten sonra gelelim aslında varılmak istenen konuya: Basklar İspanyollar ile Fransızlar arasında deyim yerindeyse sıkışıp kalmış, tam bağımsızlığını ilan edememiş, bu uğurda yıllarca sıcak savaşı yaşamış ve binlerce ölü vermiş istikrarsız bir bölge coğrafyasının halkı konumunda.
Yaşadığı bu çatışmalar, sürekli terör ve siyasi belirsizlikle bu bölge daha çok Kuzey İrlanda'yı, Çeçenya'yı ya da Kosova'yı andırıyor. Ancak sorunun özüne inersek, diasporik olarak yaşayan Çerkesler olarak Basklarla paylaştığımız pek çok ortak noktanın var olduğunu görüyoruz. Basklar iki büyük devlet arasında, kökenine bakıldığında onlarınkinden çok daha farklı bir kültür (dil, davranış, gelenek) ve yaşam tarzını lokal olarak devam ettirmeye ve asimile olmaktan korumaya çabalayan bir etnik kitle (genel bakışla ve Çerkes ağzıyla Xabze). Kültürlerini asimilasyona kurban vermemeye göz kırpmadan çalışmak zorunda olan bir diaspora toplumu olarak biz Çerkeslerin kaderi, bu noktada Basklarınkiyle örtüşüyor.
Bu nedenle Bask bölgesinde uygulanmakta olan günlük gazete modelinin Türkiye'de, Kuzey Kafkasya kurum ve kuruluşlarının ön ayak olmasıyla ya da bireysel girişimlerle Çerkesler adına uygulanabilir olup olmadığı sorusu söz konusu.
Cumhuriyet döneminden önce Türkiye'de bir grup Çerkes aydın tarafından yayınlanan Ğuaze Gazetesi de bu konuda ve olası bir girişimde örnek teşkil ediyor. Bu konuda ülkemizde denenecek böylesi bir girişimin karşısına çıkabilecek sosyal, hukuki ya da politik sorunlar göz önünde bulundurularak ve her gün baskıya veriliyor olmanın doğurabileceği içerik doldurma, devamlılığı sağlama, profesyonel çalışma gibi problemlerin üstesinden gelinerek, Türkiye'deki Çerkes kitlenin dinamik ve 'her an duyulur' sesinin meydana getirilmesi toplumumuz için önemli pozitif getirileri olan ve çok da uzak bir olasılık olarak görülmemesi gereken bir atılım olacaktır kanısındayız.
Türkiye'deki Çerkeslerin Egunkaria'sı kuşkusuz, dönemin "popüler ve etkin" silahı olan medyanın yerinde kullanımı ve gerekli altyapının oluşturulmasıyla yakın bir gelecekte hayat bulabilecektir. Ancak, günlük bir gazete çıkarmanın gerektirdiği sorumlulukları taşımak için çabalamanın ne kadar mantıklı olacağı ve ortaya çıkan sonucun bu gösterilen çabaya ne derece değeceği kafalarda soru işaretleri oluşturan bir başka önemli nokta.
Bask Özerk Bölgesi'nde bugün, ETA'nın küçük çaplı eylemci kanadını oluşturan ve kendilerine "Jarrai" adını veren gençler ellerinde taş, sopa ve molotof kokteylleriyle bölge dahilinde saldırı, gasp, haraç kesme ve tehdit gibi faaliyetleri gerçekleştiriyorlar. Umut ediyoruz ki, Türkiye'de baskıya girecek bir "Çerkes Egunkariası", Kuzey Kafkasyalı gençlere Jarrai'den farklı olarak kültürlerini yaşatma ve iletişimi sağlama yolunda 'kalem' silahını hediye edecektir. Ama bir daha hatırlatmakta yarar var; gerçekten kararlı olduktan ve gerekli zemini ve ön hazırlığı tamamladıktan

YAZILARIMIZ ÇEŞİTLİ KAFKAS SİTELERİNDEN DERLENMİŞ VE TERCÜME EDİLMİŞTİR.
KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILMAZ.